29 Aralık 2011

2011 Formula 1 Sezon Değerlendirmesi - Bölüm 3: Ferrari, Mercedes ve Lotus Renault

Formula 1 sezon değerlendirmelerimin bundan sonraki bölümlerini gerek takvimin sıkışması gerekse yazması ve okuması bir işkenceye dönüşmeden birleştirerek yazma yolunu tercih ettim.Değerlendirmenin bu bölümünde Ferrari, Mercedes ve Lotus Renault takımlarının 2011 sezonlarından notlarımı paylaşacağım;

Santander Scuderia Ferrari
Biliyorum ki birçok okuyucu bana kızacak ama biz izleyiciler açısından en şaşırtıcı olan takımın sezon öncesinde 2011'i domine edecek bir otomobille geliyoruz açıklamasıydı.Testler sırasında McLaren'ın yaşadığı sorunlar ve Red Bull'un hızını saklamasıyla takımdakiler bu aşırı iyimser açıklamaya kendileri bile inanmış olsalar gerek ki kimse bu muhafazakar tasarımlı aracın şampiyonluğa ulaşamayacağını düşünmedi.Silverstone'da ki tek yarışlık egzos beslemeli difüzör yasağı da olmasa takım uzun yıllar sonra ilk kez bir sezonu galibiyetsiz noktalayacaktı.
Tüm bu başarısız hamleler içerinde takımın kazandığı puanları hak etmesini sağlayan faktör Fernando Alonso'ydu.İspanyol pilotun birçok yarışta kendisinden daha hızlı olan takımlarla verdiği mücadele, ve takım arkadaşı Felipe Massa'yı adeta ezmesiyle takıma hızlı bir aracı hak ettiğini gösterdi.
2011 Felipe Massa içinse unutmak isteyeceği bir sezondu.Aldığı 118 puanla Alonso'nun aldığı puanların yarısından az puan toplaması ve bunun Alonso'nun performansından çok kendi zayıf performansından kaynaklanması kendisi için çanların çalmaya başladığının göstergesi.


Petronas Mercedes Grand Prix
2009 sezon sonunda Mercedes'in uzun yıllardır ortağı olduğu McLaren'ı terkedip Brawn Gp'yi satın alma kararı verdiğinde buna anlam verememiştim.2005 sonrası F1'de kuralların yarattığı durum yeni girişimlerin başarı şansını oldukça azalttı.Bu tespitin tek istisnası Red Bull diyebiliriz.Fakat Mercedes'in bir otomobil üreticisi olarak spora Red bull'un yaptığı yatırımı yapmayacağı aşikarken bir F1 organizasyonu oluşturmaları burada kalıcı olmayı planladıklarını düşündürüyor.Bu sebeplerden ötürü ki Mercedes'in bu sene şampiyonluk rekabetçiliği sergileyememesi beni şaşırtmadı.Buna rağmen takımın operasyon anlamında ki başarısı da göz ardı edilemeyecek kadar iyiydi.
Nico Rosberg bilinen pilotaj stilinin getirdikleriyle beklendiği gibi istikrarlı bir sezon geçirdi.Kimi yarışlarda sıralama performansıyla Ferrari ve McLaren'ları geride bırakması ve düzenli yarış performansıyla top class pilotlar arasında olabileceğini artık kanıtladı.Uzun yıllardır beklediği yarış galibiyetini bulması onun önündeki son basamağı da aşıp ileriye bakacak özgüveni bulmasını sağlayacaktır.
Michael Schumacher'in kaybettiği 3 yılın form eksiğini kapatarak bu sene kendi performansına ulaştığını düşünüyorum.Schumi'nin dönüşüyle başlayan 2. kariyerinde yaşının getirdikleriyle şampiyonluk performansı göstereceğini düşünmüyorum.Bununla birilikte dönüşüne oldukça sevindiğimi de söylemeliyim.Schumacher tarihin en başarılı pilotu olmasının yanı sıra Formula 1'in ve motorsporlarının dünyadaki en büyük elçilerinden biri.Kariyerini tekrar noktalamadan önce alacağı bir kaç podyum hatta belkide bir yarış zaferi hem kendisini hem de biz izleyicileri tatmin edecektir.


Lotus-Renault Grand Prix
Takımın bir sene öncesiyle başlayan yeni yapılanmasıyla birlikte Robert Kubica'yı kadroya katması oldukça beğendiğim bir hamleydi.2011 sezonu öncesi takımın oldukça radikal ve yenilikçi tasarımı duyulduğunda fanları oldukça heyecanlandırmıştı.Fakat sezon öncesi Kubica'nın ralli kazası ve sezonu kaçırması takımında sonu oldu.Takımın sezon başında aldığı 2 podyumla otomobilin aslında ne kadar rekabetçi olduğunu da görmüştük.Ancak takımın otomobili kendisine özel geliştirdiği Kubica'nın olmaması ve üstüne de Nick Heidfeld'den vazgeçmeleri kendilerine tahmin ettiklerinden fazlasına maloldu.Takım sezonun ikinci yarısında yaşadığı performans düşmesi akıl alır gibi değildi.Beşinciliği Force India'dan son anda kurtarmaları en azından seneye ki pilot seçimlerinde ders almalarını sağladı.
Pilotlar hakkında fazla söyleyecek bir şey olduğunu düşünmüyorum.Nick Heidfeld'e kendisine büyük haksızlık yapıldığını tekrar gösterdi.Şampiyonluk seviysesinde bir pilot olmadığı zaten biliniyor ancak bu sene Lotus-Renault için biçilmiş kaftandı.2011'de gridde yer bulamayacağı net gibi ve BMW'nin DTM projesiyle ilgilendiğine göre sanırım kendisini F1'de yarışırken son kez gördük.
Bruno Senna'yı gridde görmek beni sevindiriyor.Sahip olduğu soyadı ve manevi miras için F1'de olması güzel ancak Lotus-Renault gibi üst sıraları hedefleyen bir takım için yeterli seviyede olmadığı fikrindeyim.Buna rağmen orta sıra takımları için ideal bir savaşçı.28 yaşında olması ve yetenek bağlamında gelişemeyecek olması açısından O'nun için şampiyonluk zamanının geçtiği fikrindeyim.
Vitaly Petrov'un spora Rusya'da ki F1 izleyicisi sayısının arttırmak ve yarıştığı takıma getirdiği sponsor geliri haricinde hiçbir faydası yok ama kendisinin 2012'de de kontrat sahibi olması beni şaşırtmaz.


Murat Özkurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder